Aylin Kotil’den Y Kuşağına “Şahanesiniz”

 Aylin Kotil’den Y Kuşağına “Şahanesiniz”

AYLİN KOTİL

Ya siyasiler değişecek… Ya da sistem onları dışına atacak…

“BAŞLAYAN DEĞİŞİM DURDURULAMAZ”

Geziden esen gençlik rüzgarından etkilenen,  Aylin Kotil  kalbinin sesini dinleyip, istanbul’dan yola çıktı ve günde 26 km yürüye yürüye Ankara’ya sesleniyor. Sesi bütün Türkiye’de yankılanıyor…”Bu baraj düşecek”…Sosyal medya çalkalanıyor#Bubarajdüşecek …

Yollar yürümekle aşınmaz diyen eski  model siyasetçilere inat,halktan aldığı destekle, her adımında bir mesaj, bir sloganla hedefine adım adım yaklaşıyor… Gezi olaylarında kaybettiğimiz canlar onun adımlarında Ankara’ya yürüyor… “Duvak değil oyuncaklarımı istiyorum” sloganıyla Çocuk gelinlerin sesi olup, adı hala konamayan kadının adını, dağlara taşlara yazıyor…

Yürü be, kalbi aşk,sevgi dolu güzel insan… Haksızlıkların üzerine, üzerine yürü…Kim tutar seni…

“Gezi Ruhu” sizi de yollara çıkarmış diyebilir miyiz?

Gezi ruhundan etkilenmiş olabilirim. Ama,bu çok uzun zamandır konuştuğum,rahatsız olduğum bir konuydu.Türkiye’de demokratikleşme adına en önemli sorunlardan biriydi  baraj konusu, hep konuşmalarda kalıyordu.Ve bir gün dedim ki; “Benim bir şey yapmam lazım”.Bu bir şey yapma dürtüsü içerlerden bir yerden geldi.Ve,”Ben yürüyeceğim” dedim.Çok doğal bir şekilde çıktı.Kalbimin sesini dinledim öyle söyleyeyim size.Belki bunun için bu kadar ilgi gördü.

 

450 km yürüyeceğiniz bu zorlu yolculuğa nasıl hazırlandınız?

Aslında ani oldu bir hazırlık yapmadım.Spor yapan biriyim ama en fazla 6 km yürürüm,koşarım.24 kilometrenin tecrübesi hiç birimizde yok.Denenmemiş bir şey olduğu için de nasıl bir hazırlık yapılır hiç birimizin bir fikri yoktu…

Sadece,Eşim gıda takviyelerimi hazırladı.Yürüdükçe ayaklar büyüyecek denildiği için bir numara büyük ayakkabılar,kremler aldım.Hayatımda kullanmadığım kadar kremi şu 11 günde kullandım.Kuzenim bir hafta öncesinden gitti yollara baktı.İşte 24 km de bir nerelerde mola verir,konaklayabiliriz onun tespitini yaptı.Yol rota hepsi bu…

“SOSYAL MEDYA YUKARIYA BASKI YAPIYOR”

 

Arkanızda, faiz lobisi, dış mihraklar, telekenezi falan yok yani.

Bu suçlamalardan çekinmediniz mi?

Bir şeylerden çekinsem bu işe girmezdim. Hiçbir şeyden çekinmiyorum.Çünkü,ben doğru olduğuna inandığım bir şeyi yapıyorum.Ben her zaman doğru olduğuna inandığım şeyleri yaptım.Tabii,gençlikte bazı hatalar yapılıyor.Ama yine de o an inandığınız şeyi yapmak önemli…

 

Aktif siyasetin içinde olmak, yerel seçimlerde aday olmak düşünceleriniz var mı?

Ben CHP nin üyesiyim zaten, partide faal olarak çalışıyorum. Partide çalışan herkesin siyaset yapma isteği vardır. Ama ben şu anda yürüyüşüme odaklandım. Başka hiçbir şey düşünmüyorum.Şu anda tek hedefim yürüyüşümü tamamlamak ve neticeye ulaşmak.Ama aktif siyaset yapmak,görev almak her Türk vatandaşı gibi benim içinde onurdur…

Partiniz sizi Belediye Başkanlığına aday gösterirse, üstelik “Şişli adayımızsınız” dese!

Hiç alakam yok. Üstelik Şişli, böyle bir şey etik olmaz zaten.


Yürüyüşünüz basında, sosyal medyada hatta meclis koridorlarında yankı ve destek buldu. Amaca ulaşacağına dair umutlu musunuz?

 

İki üç gündür bu konu tv programlarında tartışılmaya başlandı. AKP yüzde 7 ye inmelerden bahsediyor.Ama tabi ki yeterli değil yüzde 7 falan,ama en azından bu konuda bir kırılma yaşanıyor demek ki.Bunlar hep sosyal medyanın gücü.Bu yürüyüşün ardından sosyal medya yukarıya baskı yapıyor diyorum başka bir şey demiyorum.

Yürüyüşünüzde her gün sloganı değişen tişörtlerinizle gezi gençlerine destek veriyorsunuz. Gündemimizden düşmeyen tecavüzler, kadına şiddet manifestonuzda yer alacak mı?

Geçen gün bir tivit attım.”İnsan canından çok yediğimizin, içtiğimizin konuşulduğu bu ülkede namus cinayetleri ne zaman gündeminde olacak sayın Başbakan” diye.Çünkü, her şeye o kadar karışıyor ki;gençlerin yok içkisine,yok kıyafeti,öptü,sarıldı,elini tuttu,yok şu yok bu.Bu kadar ayrıntılara giren bir Başbakanın hala nasıl namus cinayetlerine sesi çıkmaz,çocuk gelinler için bir adım atmaz gerçekten aklım almıyor.

Kadın ve çocuktan sorumlu bakanlığın adının “aile” bakanlığı olarak değiştirilmesi kadının birey yerine koyulmadığının kanıtı değil mi?

Bana sorarsanız o başlı başına bir fiyasko zaten.Bakış açısı…En büyük sorunumuz kimse kimseyi dinlemiyor…Elimizde bir kamera var herkes kendi hayatının filmini çekiyor.Bir kere de karşımızdakinin kamerasından baksak ne görüyor diye.Sonra istersen yine kendi kamerana dön, ama bir bak …

“BARAJ KALKARSA DAHA ÇOK KADIN SİYASETE GİREBİLECEK”

 

Siyaset, siyasi çıkarlar girince işin içine siyasilerin kişilikleri mi değişiyor?

Siyaset niçin yaptığınız önemli! Siyaseti halkın mutluluğu için mi? Yoksa başka şeyler için mi yapıyorsunuz…Örnek vermek gerekirse, üçüncü havalimanının yıllık karbonmonoksit soluma nedeni 75 milyon metre küp.Ben İstanbul’da yaşayan bir vatandaş olarak bu kadar karbonmonoksit solumaktan mutlu olacak mıyım?Olmayacağım.O zaman 3. Havalimanını niye yapıyorsun? Siyasiler sokağın gücüyle gelirler ama bir müddet sonra öyle bir havaya bürünürler ki; o sokağı unutuverirler. Sokaktan koparlar.İnsanlar ne istiyor,nasıl mutlu olur?Umurlarında olmamaya başlar.İşte eksik de buradadır.Siyasi o noktaya gelince de siyasi hayatı biter.

Gezide yaşanan, gençlik hareketini, sokaklarda ne oluyor sizce siyasiler anladı mı sizce?

Kesinlikle,gezi bir gençlik.bir halk hareketidir.Bence siyasiler,anlamadılar.Hiç bir taraf anlamadı.Eğer anlaşılmış olsaydı.Adliye önünde avukat Bayram Ünal susturulmazdı.Hangi demokratik toplumda bir avukatın adliye önünde konuşturulmadığından bahsedebilirsiniz…

Son olaylar bir anlamda Türkiye’nin demokrasiyle sınavı oldu. Ve maalesef!

İşte tam da bunun için seçim barajının mutlaka düşmesi lazım..Siyasi partilerde liderin suntasına son verilmeli.Seçim barajı düşerse daha çok kadın siyasete girer siyasetin kalitesi artar.

Seçim barajının düşmesi neyi değiştirecek kaldırılması gerekmiyor mu?

Kesinlikle kaldırılması gerekiyor. Düşecek derken % 0 a düşecek diyorum.% 7 i falan asla kabul edilemez…Hele %10 baraj olacak iş değil.Bu baraj böyle oldukça demokrasiden söz etmemiz mümkün değil.Seçim sistemi,seçsis i siyasetin toplu bir temizlik yapması lazım.Kendilerinden başlayıp bir içsel temizlikle başlamalı lazım.Kendilerine çeki düzen vermeliler.Niye;ben söylediğim için değil.Siyasete devam etmek istiyorlarsa.Kendileri değişmezlerse,sistem bunları dışına atacaktır.Bu söylediğim çok uzak değil.

HİÇ BİRİ ANLAMADI…ÇÖZEMİYORLAR

Geziyle başlayan bu eylemler Türkiye’de bir şeyleri değiştirecek mi?

Kesinlikle, Türkiye’de  bir değişim başladı ve durdurulamaz..Bu yürüyüşte bunu canlı yaşadım.Sosyal medyanın gücü inanılmaz bir şey…Daha yürüyüşün 3. Gününde hiçbir basın organına çıkmamışken,sadece twetter hesabımdan duyurmuşken yolda kamyon şoförleri korna çalıyordu…Ne gazetede,ne televizyonda çıkmamışım.Twetterdan o kadar hızlı yayıldı ki;Kamyon şoförlerinin evde ya kızı,oğlu ya gelini kullanıyor oradan duydular…Artık farklı bir çağda yaşıyoruz.İletişimin ışık hızıyla yayıldığı bu çağda hiçbir şey gizli,saklı kalmayacak.Onun için siyasilerin çok daha dikkatli davranması gerekiyor.Halkın mutluluğu için değil kendi çıkarlarınız için siyaset yapıyorsanız artık sistem sizi dışına atacaktır.

Özellikle partiniz CHP de kadınların sesi daha yüksek çıkıyor. Ama partinin kadınları geri planda tuttuğu imajı da yaygın…

 

Buna katılmıyorum… Siz müsaade etmediğiniz sürece kimse sizi geriye çekemez. Kendimden örnek vereyi.Hiç bir görevim yok.Kimseye danışmadım çıktım yola…Bu sizin aklınıza,kafanıza koymanızla ilgili bir şey.

Sonuçta devlet içinde sorumlu görevlerin dağılımını yapan partilerin genel başkanları…

Bunların değişmesi  lazım. Milletvekillerini genel başkan değil halk seçmeli. Parti içi demokrasi gelmediği sürece de bir ülkeye demokrasi gelemez. Önce parti içi demokrasi.Her parti için geçerli bu…

Demokrasi için şart dediğiniz bu değişimler yerel seçimlere kadar olabilir mi? Yoksa eski tas eski hamam bir yerel seçim daha mı bekliyor bizi…

Bu yerel seçimde kesinlikle adaylar ön plana çıkacak. Ve artık gökdelen diken adaylar değil de,gerçekten halk için bir şeyler yapacak adayları halk seçecektir…Herkesin bir sağ duyusu var.İnsanlar artık neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar.Kişisel menfaat için siyaset yapanları halk bir tarafa koyacaktır.

Bu seçimlerde sizi  görebilecek miyiz?

Her şeyin hayırlısı…Ama ben şu anda yaptığımla kendimi aktif siyaset yapmaktan çok daha tatmin olmuş hissediyorum.Niyetler iyi olduktan sonra çok da aktif siyaset yapmak gerekmiyormuş bende bunu öğrendim.

 

Beklenmedik bir anda ülkemizde değişim rüzgarları estiren Y kuşağı hakkında neler söyleyeceksiniz?

Tek kelimeyle ;ŞAHANELER….İnanılmaz öğretiyorlar,inanılmaz kucaklıyorlar.Aşk var bir kere…Sevgi ve aşkın olmadığı bir yerde başarıya ulaşmak mümkün değildir.Bende bu yolu aşkla yürüyorum.Kalbimden gelerek hareket ettim.Artık,sadece beyinle hareket etme zamanı geçti.

Türkiye’de siyasi sistemin, siyasetçilerin toptan gençleşmeye yenilenmeye ihtiyacı var, çağımıza göre geri ve yaşlı kaldılar diyebilir miyiz?

Zaten, anlamamalarının sebebi bu…Hala çözecekler inşallah… Çözemiyorlar.

KADINCA ÖZEL RÖPORTAJ

OYA DEMİRTOK

Benzer Yazılar

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir