Toplum Önünde Konuşma Sanatı

 Toplum Önünde Konuşma Sanatı

KADIN VE HİTABET BAĞLAMINDA 3T

Cinsiyetler içinde konuşmayla en fazla etkileyende, en fazla etkilenende kadındır.

Kadınların, topluluk önünde konuşma(ma)sını değerlendireceğim analize hoşgeldiniz. “3T”;  TESPİT, TEMENNİ, TAKTİK kelimelerinin başındaki harfler ve yazının yol haritasıdır. İlk bölümde “Hitabet” bağlamında kadınlara ilişkin (T)espitimi sundum. İkinci bölümde görülmek isteneni, (T)emenniyi aktardım.  Üçüncü bölümde ise sizi ikinci bölüme ulaştıracak (T)aktikler verdim.

 

TESPİT 

İzninizle size iki soru soracağım. Geçmişten bugüne Türkiye’den kaç kadın hatip sayabilirsiniz? Peki, kaç kadın başbakan, bakan, milletvekili, belediye başkanı sıralayabilirsiniz? Çok sayamadınız hissediyorum. Çünkü pek yoktur. Şimdide sorulardaki “kadın” kelimesini “erkek” olarak değiştirin. Gördüğünüz gibi pek çoktur. O halde hitabet ve yönetim arasında bir ilişki sizce var mı? Bence var.

 

Kötü girişimizi iyi verilerle sürdürelim. TUİK 2011 verilerine göre kadın nüfusu son 80 yılda erkeğe kıyasla arttı. Bu artış yönetim açısından aktif kent yaşamında daha çok görüldü. Artan nüfusta son 10 yılda kadınlar Kariyer/Çocuk ikileminde ilkini daha çok önemsediler. Haliyle evliliği ötelediler. Bunun içinde eğitime yüklendiler. Böylelikle yükseköğretimdeki kadın öğrenci/ bilim insanı sayısı arttı.(Örneğim ÇOMÜ’de Rektör haricindeki tepe yönetimin tamamı kadındır) Teknik branşları erkeklere bırakan kadınlar sosyal ve yönetsel alanlara ağırlık verdiler. Ben, bu gidişi, yakın zamanda “Kadın Yöneticiler Artacak” şeklinde okuyorum.

 

Şimdi gelelim berbat kısma. Aile, arkadaş, iş, sosyal paylaşım ağları vb. sahada “Konuşan Kadın”,  politik sahada “Konuşamayan Kadın”a dönüşüyor. Kitlelere hitap etmiyor, edemiyor. Toplumun “Hitap Etmek/Yönetmek Erkek İşidir” rolüne sadık kalıyor.  Bunda aile yapısı, toplumsal birikim, kadına baskı, erkek egemen kültür vb. şüphesiz etkili. Dolayısıyla siyaset meydanı, “Yaşlı Erkek”lere (çünkü genç erkeklerde benzer durumda) kalıyor. “Türk Hatipleri” isimli eserinde Taha Toros 100’e yakın erkeğe rağmen 3 kadın hatip sayar. Bunun içindir ki Türkiye’de 471 erkek milletvekiline karşın 79 kadın milletvekili var. Bugün 1 kadın bakan var ve hiçbir zaman 2’yi geçmedi. İçişleri Bakanlığı verilerine göre son yerel seçimlerde kadın oranı Belediye Başkanlığında 0.9,  Belediye Meclis Üyeliğinde 4.2 ve İl Genel Meclis Üyeliğinde 3.3 dür.

 

TEMENNİ

İlk temennim bu ülkede kadınların hitabet sanatını önemsemeleridir. Basit denklemim şudur: Kadın lehine ve insanlık onurunu yaraşır bir düzen için “Devlet” erkine “Kadın Eli” değmelidir. Bunun en etkin yolu da siyasettir. Siyasette yükselişi hızlandıransa hitabettir. Ve “ANA”yurdumuz “ANA”doluda devlet “BABA”ysa bunun sebebi birazda “Konuşmayan Kadınlar”dır.

 

Kadının yönetimde aldığı/alacağı söz, erkeğin uhdesine, kotasına bırakılmayacak kadar büyüktür. Sanatın her türünde (müzik, resim, şiir vb.) iyi örnekleri veren kadın, “Hitabet Sanatı”nda iyi olmaya cinsiyetine olan borcu sebebiyle mecburdur. Lakin borcunu öderken de birçok kadın yönetici gibi konuşmalarında erkeksilikten kaçınmalıdır. Hitabete ve siyasete hakim kadınların ülkesinde inanıyorum ki partilerin “kadın kolları” değil “erkek kolları” olacaktır.

Ülkemizin kurtuluşa götürenler; Halide Edip Adıvar, Öğretmen Saime ve nice hatip kadınlardır. “İlk Muhtar ve Milletvekili” olan Satı Çırpan’ın yaşam öyküsünde Atatürk’ü etkileyen hitabetini görürsünüz. Ayşegül Bahçekapılı, Behice Boran, Bihlun Tamaylıgil, Birgül Ayman Güler, Emine Ülker Tarhan, Fatma Şahin, İmren Aykut, Meral Akşener, Şafak Pavey, Tansu Çiller, Türkan Akyol, Yaşar Seyman ve daha birçok kadın (kısıtlı yerim nedeniyle belirtemediğim isimlerden af dilerim) bence konuşmaları nedeniyle güçlenmişlerdir. İş dünyasında Ümit Boyner’in, Güler Sabancı’nın etkisiz konuştuğunu söyleyebilir misiniz? Duygu Asena’nın dilinin ve kaleminin gücünden şüphe edebilir misiniz?

Pakistan’da Benazir Butto, Arjantin’de Eva Peron, Britanya’da Margaret Thatcher, ABD’de Hillary Clinton ve Michelle Obama, Brezilya’da Dilma Rousseff, Hindistan’da Sonia Gandhi Almanya’da Angela Merkel, Fransa’da Christine Lagarde hitabetleri sayesinde ülkelerine ve hatta dünyaya da yön verdiler. Güçlü kadınların, güçlü konuşmacılar olması tesadüf mü?

 

TAKTİK

Emin olun siz kadınlara hitabet konusunda vereceğim taktikler yetersiz kalacaktır, çünkü yerim dardır. Evvela cinsiyetler içinde konuşmayla en fazla etkileyende, konuşmalardan en fazla etkilenende kadındır. O halde etkilenen değil, etkileyen kadın, iyi konuşan kadın olmak için ne yapmalı?

 

Konuşmayı, özel misafirlerinize vereceğiniz yemek gibi düşünün. Mönüyü (konuşmayı) kendinize göre değil, misafirlerinize (dinleyiciler) göre hazırlayın. Ne yapacağınızı çokça düşünün. Şimdi yemek için malzeme (bilgi) toplayın. İnanın dolabınızdaki (zihninizdeki) malzeme bu ağırlamaya yetmez. Marketten, pazardan, internetten bolca malzeme bulun. Bunun hitabetteki karşılığı “bilgi toplama”dır.

 

İkinci bölümdeyiz. Elinizde bol malzeme var. Etkili yemek; çeşitli, renkli, farklı, tat bırakan, çarpıcı, anlaşılır vb. bir yemektir. Konuşmada böyle. Elinizdeki malzemeyle farklı tatlar (özgün konuşmalar) çıkarın.  Deneyin. İskender Kebap’ı meşhur yapan bilinen malzemeleri, bilinmeyen yolla uyumlu birleştirmektir. Çok çabalayın. Saatlerce hatta günlerce. Özgürlük heykelinin açılışında konuşma yapmak için bir hatibe teklif götürüldü. Hatibin, teklifi, kendisine 3 ay süre verilmediği için reddettiğini biliyor musunuz? Siz 100 metre koşucusunuz, ama ön hazırlığınız kilometrelerce sürmeli.

 

Çok malzeme topladınız ve belirttiğim gibi yemekler yaptınız. 3. aşama “tadım”. Buna hitabette “prova” deriz. Gizlice tadın. Hatta birkaç yakınınıza yeni tadı tattırın. Beğendiniz mi, beğendiler mi? Konuşmada prova da böyledir. Sizi kötü taraflarını rötuş yapmaya yönlendirir. Usta sanatçılar bile konserleri öncesinde uzun prova yaptığını unutmayınız.  4. Aşamayı “yemeğin kokusu” diyelim. Yani “söyleyiş tarzı”. Kastettiğim sesinizi yükseltme, alçaltma, vurgulama, coşkulu aktarma vb. şeylerdir. Kokuları iyi ayarlamalısınız. Yemeğin yoğun kokması yüksek sese, kokmaması işitilmeyen sese benzer. Koku (ses), yemeğe (konuya) uyumlu olmalı. Her yemekten, aynı oranda koku (ses tonu) gelmemeli. Yemeğe katılan özel kokular, kokulu baharatlar vb. neyse konuşmada da vurgu odur.

 

Ve 5. Aşama. Hitabette “ses ve görünüm”. Kötü sesli bir davet sahibi olmak ister misiniz? O halde sesinize özen gösterin, önem verin. “Diyafram Nefesi”ni öğrenin ve uygulayın. Yemekteki gibi hitabette de görünüm önemli. Sadece kendinizin değil sofranızın da görünümüne özen verin. Önerim “Bir Basamak Üstü Formülü”dür. Davet edilenin (dinleyici) bir basamak üstünde görünüm hazırlayın. Fakirse orta seviyede bir sofra (giyim), ortaysa daha zengin bir sofra olmalı. Yemek gibi görünümde de karşınızdakinden düşük olursanız küçümsenirsiniz, çok yüksek olursanız bağları koparırsınız.

 

6 aşama “Beğenilmeme Korkusu” dur ki kimi kadınlar bunu yemek davetlerinde yaşar. Hitabette “Konuşma Korkusu”da buna benzer. Yemeğim (Konuşmam) beğenilmezse, kınarlarsa, rezil olursam, soru sorarlarsa, arkamdan konuşurlarsa vb. derler. Bu durumda kötü düşünceleri silin. İç dünyanızla hep olumlu konuşun. Kötüyü dinlerseniz tutsağı olursunuz ve kesinlikle kötü olursunuz. Konuşma korkusu havlayan bir sokak köpeği gibidir. Siz korkarsanız daha çok havlar. Üstüne gidin. Kaçan o olur. Ayrıca diyafram nefesi, sistemli hazırlık, dinleyenleri tanıma ve onları sevme vb. korkuyu azaltır.

 

Son olarak şunu da belirtmeliyim ki davetliler (dinleyenler) önemlidir. Onları kazanmak için pokerci olun. İyi pokerci karşısındakinin yüzünden anlamlar çıkarır. Davet sahibi de (hatip), davetlilerinin yüz ifadelerine göre tavır belirlemeli. Her davetli komplimanı sever. Özgüveni, coşkusu olmayan ev sahibi olmaz. Her davetli, daveti verenin özenini ister. İsimse en büyük büyüdür, yemekleri (bilgileri) sunarken isim kullanın. Karşılıklılık prensibi gereği hizmetleriniz karşılığında misafirler kendilerini size borçlu hissederler. Daha çok anlatacaklarım var. Ama iyisi mi siz merak ettiklerinizi gokhanbayram@comu.edu.tr adresine mail atın. Bu arada benim hazırladığım, hitabet alanında ülkemizin en içerikli sitesi olan www.siyasettehitabet.com adresine de inceleyin lütfen. Saygılarımla.

 

Gökhan BAYRAM

ÇOMÜ Öğretim Elemanı – Hitabet Uzmanı

 

TUİK: Türkiye İstatistik Kurumu

ÇOMÜ: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Benzer Yazılar

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir