UĞUR YÜCEL “Ali Nazik Gibi Olmalıyız”

 UĞUR YÜCEL  “Ali Nazik Gibi Olmalıyız”

UĞUR YÜCEL,
MOSKOVA’DA YENİ PROJELERİNİ ANLATTI:
37. MOSKOVA ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ

37. Moskova Uluslararası Film Festivali’nde bu yıl ilk kez açılan “Türkiye Sineması” bölümünün davetlisi olarak Moskova’ya giden yönetmen ve oyuncu Uğur Yücel, Rus izleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Uğur Yücel; çekimleri süren “Yaktın Beni” filminin çekimleri biter bitmez, ertesi gün festivale katıldı.

1987’de Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde hafızalardan silinmeyen Ali Nazik karakterine hayat verdiği rolüyle En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandığı “MUHSİN BEY” ve senaryosunu yazıp, yönetmen koltuğuna oturduğu “SOĞUK” filmiyle izleyicilerle buluşan Uğur Yücel, festivalin ikinci ve üçüncü günü Moskova’da soruları yanıtladı.

11’den fazla sinema salonu ile Rusya’nın en büyük merkezlerinden biri olan Cinema October’da, festivalin ikinci günü, SOĞUK’u seyircilerle birlikte izleyen Yücel, filmin ardından soru cevap içinCinema of Turkey direktörü Yapımcı Elif Dağdeviren ve filmin görüntü yönetmeni Emre Tanyıldız ile birlikte sahneye çıktı. Soğuk filminin üç Rus oyuncusu Valeria Skorohodova, Yulia Vaniukova ve Yulia Erenler de kendi dillerinde, kendi ülkelerinde seyircilerin karşındaydı.

Dünya prömiyeri, 63. Berlin Film Festivali’nde gerçekleşen film hakkında bilgiler paylaşan Uğur YücelSoğuk filminin nasıl doğduğu sorulunca; “Bu filmi Çehov’un 3 kız kardeşi için yaptım. Olga, İrina ve Maria için” diyerek sözlerine başladı. “Hem kültür hem de kendimi geliştirmek adına Rus edebiyatından çok etkilenmiş biriyim. Yıllar önce Trabzon’a turneye gittiğimde beni bir yere götürdüler. Orada eğlence “Rus Kızları” idi. Beni davet edenler eğleniyorlardı ama ben kendimi bir trajedinin içinde hissetim. Sonra yıllar içinde kurduğum arkadaşlıklarla Rusları çok daha iyi tanıdım. Ve Soğuk çekildi. Tüm dünyada kesinlikle iki yerde oynamalıydı. Birincisi çekildiği yer olan, Kars’ta. Diğeri ise Moskova’da… Burası folklorik olarak tam da bu filmin yeri. Burada sizlerle bir arada olduğum, filmim Çehov’un ve diğer büyük Rus edebiyatçıların, sinemacıların topraklarında gösterildiği, sizlerle buluştuğu için çok duygulandım” dedi.

“Ben buyum”

Filmin Türkiye ve Avrupa’da gördüğü ilgiye yönelik gelen soru üzerine Uğur Yücel; “Türkiye’de çok ilgi çekmedi. Çok sert geliyor böyle konular ama Avrupalılar çok ilgilendiler. Orada herkes ‘farklı’ bir ruh hali arıyor. Soğuk’ta da aradıklarını buldular. Bana kalırsa Türkiye’de ilgi görmemesinin bir nedeni de popüler olmamdan kaynaklı; tema biraz ağır geldi ve ”Of, bunu mu yapmış” dediler. Benden, daha eğlenceli çalışmalar, konular bekliyorlar ama ben buyum. Bu tür filmler yapmaya devam edeceğim. Dizilerde oynamadan, komediler yapmadan; sadece yazmak ve çekmek isterdim, hiç görünmeden ama beceremedim.” dedi.

 

“Çekeceğim bir filmi Ara Güler’e adayacağım”

Moskova Uluslararası Film Festivali’nin üçüncü günü bu kez Muhsin Bey’deki rolüyle festival izleyicilerinin ilgisini toplayan Uğur Yücel, önemli açıklamalarda bulundu. Filmin konusuyla ilgili gelen bir soru üzerine; Bu erken yapılmış ve bugünün filmi bence. Film bittikten sonra değer kaybettiğimizi hissediyorsunuz. Memleketin belki de kendini bulması gereken bir yer olmalı ve maalesef kendini Ermenilerle, Kürtlerle, Rumlarla beraber bulamadı, var edemedi; sadece tek renk olmak istedi. Ama böyle bir coğrafyada sadece kendini bulmak zordur. O zaman ahlak değerlerin, mimarin, sanatın… hepsi çöker. Çünkü tek değilsin; iç içe geçmişsin ve kendini bu renklerden soyutlayamazsın. Bu duruma içim acıyor. Böyle olunca da çok önemli bir şey kaybedebiliyor insan zamanla… Vicdanını… Tıpkı filmdeki Ali Nazik gibi. Okullarda iyi insan olmak öğretilmiyor. Oysa Anadolu insanı büyük kültüre sahip olduğu için iyiliğin ne olduğunu biliyor ama özellikle büyük şehirlerde kök salan arabesk kültür bunların hiçbirini kabul etmiyor” dedi.

Türk sinemasının son on yıldır yükselişte olduğunu da söyleyen ünlü aktör;
“Sinemacılarımız artık ‘içeri’ dönmeye, sorgulamaya başladı; bu çok iyi… Ne kadar içeriye dönersen kendi gerçeğinle karşılaşırsın. Türklerin en çok korktuğu bu sanırım; kendi gerçeğiyle karşılaşmak. Beklemedikleri ve korkutucu şeyler görmekten korkarlar orada”diyerek sözlerini sürdürdü. Yücel“Sadece ülkemizde değil, tüm dünyadaki eğitim sistemi o ülkeye ait milliyetçi bir dünya yaratıyor. İnsanları ırksal, dinsel, şekilsel olarak ayırmak akıllı insanların işi değil. Dünyada iki tür insan var; iyi ve kötü. Sanata ve devletlere düşen iyi insanlar yetiştirmek. Ben bunun ırk ve dinlerin ötesinde olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Gişe yapan filmler derinleşmek istemeyen insanların eğlencesi”

Gişe filmleri hakkında da konuşan oyuncu; “Çok basit ve gişe yapan filmler, genellikle düşünmeyen, derinleşmeyen ve derinleşmek istemeyen insanların filmi oluyor. Sadece eğlenmek istiyorlar. Ben de şimdi oyuncu olarak böyle bir filmde oynadım. Ama ben dünkü konuşmamda da söyledim; Soğuk gibi filmler yapmaya devam edeceğim. Şimdi Anadolu hikayeleri yapacağım. Kısa filmler… Siyah beyaz lensler kullanacağım; leica film… Leica’yı özellikle söylüyorum. Çünkü Ara Güler dünya çapında bir fotoğrafçı, benim ağabeyim. Ona adayacağım bu filmi. Henüz kendisi de bilmiyor bunu. O hayatı boyunca Leica kullanmış.” diyerek sözlerini tamamladı.

Söyleşilerin ardından Rus izleyicilerle fotoğraf çektirip imza veren Uğur Yücel, Moskova’da olmaktan ve festivalde ilk kez hayat bulan Türkiye özel bölümünde iki filmiyle yer almaktan mutlu olduğunu belirtti.

 

Benzer Yazılar

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir